Kayıtlar

Temmuz, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Anneciğim, güzelim, bir mendil niye kanar?

Resim
Bir ölünün donuk ve yanık yüzü neler söyler? “Ey beni öldürenler, bu bir savaşsa beni öldürme hakkınıza saygı duyuyorum fakat bedenimi annemin kucağından, babamın gözyaşlarından, kardeşlerimin minik ellerinden mahrum etmeyin. Bırakın sevdiklerim beni doğduğum yere gömsün. Sevdiğim çiçekleri diksin mezarıma; Fırat’ın buz gibi suyunu döksünler yanmış ve yıkılmış bedenime. Biliyorum annemin bembeyaz mendili kana boyandı. O kan, kuruyacak, çocuklar büyüyecek, çeşmelerden kana kana su içecek ceylanlar.” Anne şöyle der: “Çocuğum beni bağışla, seni yıkayıp beyaz kefene saramadım, seni yıkayıp varsa günahlarından arındıramadım. Sana sarılıp gözlerinden, yanaklarından, büyümüş ellerinden öpemedim. Kesilmiş kulaklarına fısıldanamadım seni seviyorum diye. Kırılmış kollarından tutup bağlarda, bahçelerde gezdiremedim. Paramparça edilmiş bacaklarına sarılıp gitme diyemedim. Ey oğul, sen yaşadığın yere ne kadar da çok benziyorsun. Paramparça, yakılmış, yıkılmış, işkenceden geçirilmiş ve öldürülmüş… E

Hikâyesi Gerçek Olan Haklıdır

Savaş dönemlerinin hikâyeleri çoktur ve bu hikâyeleri büyük resimlerin ön yüzünde görmek neredeyse imkânsızdır. Henüz küçük bir çocukken babamın Almanya’dan alıp getirdiği ve elektrik olmadığı için sadece pille çalıştırabildiğimiz radyodan haberleri dinlediğimi anımsıyorum. O gün kullanılan cümleler ile bugün kullanılanlar arasında doğrusu pek fark göremiyorum. O günlerde TRT haber spikerlerinin belli ki ağızlarından köpükler saçılarak ve büyük bir nefret duygusuyla dile getirdikleri “şu kadar bölücü öldürüldü.” sözlerinin bir yerden sonra herhangi bir kıymeti harbiyesi kalmamıştı. Nitekim etrafımızdaki insanlardan ve komşu köylerden öğrendiğimiz kadarıyla asker çok büyük kayıplar veriyor, karakollar ele geçiriliyordu. Resmi söylemin kurguladığı hikâye ile bizim şahit olduğumuz gerçek hikâyenin farklı olduğunu henüz çocuk yaşlarda iken fark etmiştim. 90’lı yıllara geldiğimizde ise işin rengi biraz değişmişti. Nitekim ister JİTEM ister kont-gerilla deyin devletin özellikle yanı başımız