Bizi Hakikatten Ayıran Kültür Başkenti
Bu ülkede bir gün bir ay, bir ay da bir yıl kadar uzundur.İş hatırlamaya gelince "mümkün olduğunca erken unutmak" adettendir. Her gün ülkenin katil, linç hanesine yeni eklerle karşılaşıyoruz. Kültürlüyüz deyip her gün öldürmeye devam ediyoruz. Kültürlüyüz deyip Ermeniyi, Kürdü kendi dilinde konuşturmuyoruz. Katillerin, linççilerin bir süre için meşgul etmiş olduğu hapishanelerde yerler açılıyor. Kelepçelenmiş Kürtleri kapatmak için. Faşizmin en önemli göstergelerinden biridir sıra sıra dizilmiş insanlar. Tektipleştirmek faşizmin özüne uygun bir yaklaşım. Peki kültürel zenginlik bunun neresinde kalıyor dersiniz? Nicedir “kültürel zenginlik” şokundan kendimi alıp yazamadım şu kültür başkenti hikâyesini. Kültürel zenginlik konusunda başa yarıştığını iddia eden anlayış, Romanlarla biraz eğlenip tabiri caizse kurtlarını döktükten sonra onları İstanbul’un en ücra köşelerine fırlatmış mıydı acaba? İstanbul, kültür başkenti olacak diye Sulukule’de oturan Romanlar, kültürleriyle birli